23 Ocak 2013 Çarşamba

II. ABDÜLHAMİD



II. ABDÜLHAMİD DÖNEMİ SİYASAL, SOSYAL VE KÜLTÜREL ORTAMINA KISA BİR BAKIŞ
     
              Osmanlı İmparatorluğu’nun 17. yüzyıldan itibaren, siyasal ve sanatsal açıdan  değişim sürecine girmiştir. Bu dönemde, hem yönetimsel hem de geleneksel sanat görüşünde görülmeye başlanan esas değişim, yenileşme adı altında incelenen, yüzünü batıya çeviriş olarak da ifade edilebilecek bir durumdur. Genel anlamda, 17. yüzyıla kadar geçen zamanda yöneten ya da hükmeden konumundaki Osmanlı İmparatorluğu’ nun  varlığını sürdürebilmesi ve hatta Batı ile dengeyi kurabilmesi için devlet yöneticilerinin, özellikle maliye ve ordu alanında, hızlı bir ıslahat hareketine gitmiştir. 1699’da imzalanan Karlofça ve  1718 yılında imzalanan Pasarofça Antlaşmaları, Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’daki askeri üstünlüğünü sona erdirmiş, bununla birlikte yeni bir dış siyaset benimsenerek barış ve denge politikası güdülmüştür. 1718 Pasarofça Antlaşması’yla başlayıp 1730 Patrona Halil İsyanı’na kadar süren Lale Devri, Avrupa’yla barış ortamını sağlarken, batılılaşmanın da askeri ve teknik alanda yenileşme çabaları kapsamında görüldüğü bir dönem olmuştur. Bununla birlikte öngördüğü maddeler gereği, insan hakları prensiplerini Osmanlı bünyesindeki halka da tanımak amacıyla girişilen büyük bir devrim hareketi olan 3 Kasım 1839’da ilan edilen Tanzimat Fermanı, batılılaşma hareketlerinin ilk resmi/kesin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda görülen  bu yeniliklerin temel sebebinin, Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi’nin 1721’de Osmanlı Sarayı’nın elçisi olarak Paris’e gitmesi olarak belirtilirken, etkileşimin karşılıklı olduğu da Fransa’daki yansımalardan ve çeşitli modaların ortaya çıkmasından anlaşılmaktadır